Siğil Nedir? Neden Olur? Nasıl Bulaşır?

Siğil çok eskiden beri bilinen neredeyse insanlık tarihi kadar eski olan bir enfeksiyondur. Tarihte genital siğiller (kondilomlar) sadakatsizlik belirtisi olarak anılmışlardır. Her coğrafyada, her toplumda da görülebilmektedir. Bulaşıcı olmalarından ve bazı bölgelerde kanser sebebi olmasından dolayı sorun olmaya devam etmektedir.
Siğiller derinin üst tabakasında oluşan iyi huylu kabarık lezyonlardır. Ciltte değişik büyüklükte ve şekillerde olabilir.
Çoğunlukla zararsızdır. Kansere sebep olabilmesi, bulaşıcı olması ve yayılma özelliği nedeniyle önem kazanır.

       Siğil Nerelerde Görülür?

Vücudun her yerinde görülebilir. Vücudu örten derinin herhangi bir yerinde görülebileceği gibi genital bölge, anüs, anal kanal, rektum, ağız ve burun mukozasında da görülebilir.

En sık genital bölgelerde bulunur. Kadınlarda daha çok vulva dediğimiz dış genital organlarda, erkeklerde de peniste daha sık görülür. Anal bölge, anal kanal ve anüs içinde de bulunabilir. Genital bölge ile anüs arasındaki bölgede de sıklıkla karşılaşılır. Bu bölgelerde olduğunda kondilom olarak da adlandırılır. Virüsün 6 ve 11 tipi anal ve genital siğillerin büyük kısmından sorumludur. Her iki tip de düşük riskli olan tipleridir.
Ellerde, daha çok el parmaklarında, ayaklarda sık görülür. Ayak tabanında  olan siğiller  sıkça nasırla karıştırılırlar. Çoğunlukla rengi ten renginde olmakla birlikte bazen koyu renkte olabilir. Bulunduğu bölgeye göre sert ve pürüzlü görünümden düz ya da yumuşak yapıya kadar değişen görünümler sergileyebilir. Etkeni olan HPV virüsünün tipine göre şekli ve yayılma hızı değişebilir. Bazen hızlı yayılma görülebilir. Bazı bölgelerdeki uzun süre aynı kalabilir. Bulunduğu bölgenin ıslak, nemli olması yayılmayı hızlandırır.

Makat Siğili Nasıl Anlaşılır?
Siğiller 1 mm. den birkaç cm. ye kadar büyüklükte olan kabarık lezyonlardır. Tek tek olabileceği gibi birleşerek geniş alanları kaplayabilirler. Ağrısızdır. Kaşıntı genellikle vardır. Kişi kendisi ağrısız, kaşıntılı pütürlü yapılar eline geldiğinde siğil olduğunu tahmin edebilir. Ayrıca hasta birkaç gün veya birkaç hafta içinde çoğaldığını da fark edecektir. Yine de kesin teşhis için yerine göre genel cerrahi uzmanının, kadın hastalıkları uzmanının ve cildiye uzmanlarının muayenesi gerekir. Anal bölge için anüsün içinin de değerlendirmek gerektiğinden genel cerrahi muayenesi önem kazanır.

Nasıl teşhis edilir?

Siğilin teşhisi % 100 e yakın bir oranda gözle muayene ederek konur. Çok nadir olarak emin olamama ya da hastanın ikna olmasını sağlamak amacıyla patolojik tetkik istenebilir. Öncesinde herhangi bir kan tetkiki gerekmez. Teşhisin konmasına yarayacak herhangi bir kan tahlili yoktur.
Rahim ağzı kanseri ya da anal kanser açısından HPV tipini (DNA genotipi) belirlemek önerilebilir. Bu tetkik tedavi sırasında alınan parça laboratuvara gönderilerek yapılır. Kadınlarda vaginal smeerden de HPV tayini yapılabilir. Ekstra bir işlem gerektirmez.

Siğil Kimlerde Daha Sık Görülür?

Hemen herkeste görülebilir ama bazı kişilerin siğile daha yatkın olduğu düşünülür. Çocuklar, ergenlik çağındakiler, tırnaklarını yiyenler, tırnak etlerini koparanlar ve bağışıklık sistemi (vücudun savunma mekanizması) zayıf olan kişilerde oluşma riski daha yüksektir.
Cinsel aktif olan kişilerin %1 inde bu lezyonlar saptanabilmektedir. Erken yaşta evlilik, çok eşlilik, korunmasız ilişkiler hastalığı artıran faktörlerdir. Anal ilişki anal kondilom görülme sıklığını artırır.
Çocuklarda da temas yoluyla bulaşabilmektedir. Yaralanmış ciltten kolaylıkla virüs bulaşabilir. Çocuklarda oluşan siğiller bazen kendiliğinden geçebilmektedir. Ancak rahatsızlık verecek kadar büyümeye başladıysa mutlaka tedavi edilmelidir.
Erkeklerin yüzlerinde sık görülür. Traş siğilin yayılmasında bir faktördür.

Siğil Mikrobu (Etkeni) HPV ve Bulaşma Yolları:

*Siğil Bulaşıcı Bir Hastalıktır!

Siğilin sebebi HPV (Human Papilloma Virüs) adındaki virüstür. Bu virüsün yüzlerce tipi (190 dan fazla) vardır. Bilinen en güçlü kanser yapan etmendir.
Virüs alındıktan sonra yıllarca vücutta kalabilir. Bazı kişilerde siğiller hiç görülmeden virüs vücuttan atılabilir. Bağışıklık sistemi güçlü olanlarda lezyonlar çok daha çabuk geriler ve lezyonlar daha hızlı tedavi edilebilir. Bağışıklık sistemi güçlü çalışanlarda 2 yıl içinde virüs %90 lara varan oranlarda temizlenebilmektedir. Bununla birlikte çok daha uzun süre vücutta kalabildiği hastalar da vardır.
Ciltte herhangi bir kesiden , yaralanmadan ya da mukozadan virüs kolaylıkla temas yoluyla girer. Çocuklarda yaralanmaların sık olması onlarda sıkça görülmesini izah edebilir. Vücudun bir yerinde olan siğil yine dokunma yoluyla diğer bölgelere de sıçrayabilir.
Siğilin dokunmakla bulaşma ihtimali çok yüksek olmasa da yine de vardır. Virüs nemli ortamlarda daha uzun canlı kalabilir. Bu nedenle nemli havlu, terlik gibi eşyaların hemen arka arkaya ortak kullanımı bulaşma sebebi olabilir.
Kişinin virüsü alması, hatta virüsü alsa bile lezyonun ortaya çıkması direnciyle de ilgilidir. Virüsü aldıktan sonra yıllarca lezyon görülmeyebilir, sessiz kalabilir. Direnç düştüğü zaman hastalık belirtileri olan lezyonlar şeklinde ortaya çıkar.

HPV bulaşmasını ve siğil oluşumunu kolaylaştıran durumlar:

Özellikle genital ve anüs kondilomları çok büyük oranda cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır.
*Cinsel temas genital bölge siğillerinin bulaşmasında en önemli faktördür. Çok eşlilik görülme ve bulaşma sıklığını artırır. Erken yaşlardaki cinsel birlikteliklerde de bulaşma ve kansere dönme ihtimali artar. Anal ilişki ise anal siğillerin oluşmasına sebep olur.
*Bağışıklık sisteminin zayıf düşmesi durumlarında bulaşma ve yayılma sıktır. Ağır enfeksiyon hastalıkları, kanser, kemoterapi ilaçları,kortizon kullanımı, böbrek nakilli hastalar, sosyoekonomik düzeyi düşük hastalar, yetersiz beslenme,diyet,aşırı yorgunluk, uykusuzluk,stres. Bu gibi durumlar virüsün alınmasını kolaylaştırdığı gibi HPV bulaşmış ve sessiz durumda olan kişilerde lezyonların oluşumunu artırır.
*Deride kesik ve yaraların bulunması.
*Kişinin siğili elledikten sonra elini yıkamadan başka bölgelerine dokunması.
* Havuz kenarı, hamam, kaplıca, banyo, duş, tuvalet gibi ortak kullanılan sıcak ve ıslak ortamlar. Havlu,bornoz,ıslak terliklerin ortak kullanımı.

*Uzun süreli doğum kontrol hapı kullananlarda rahim ağzının epitel dokusunda bozulma olmasından ve bu hastaların kondom kullanmamasından dolayı bulaşma riski fazladır.

HPV nin Sebep Olduğu Lezyonlar:

Yaklaşık 160 çeşit HPV nin 70 kadarı cilde yerleşerek bazı lezyonlara sebep olur. Bu lezyonlar yerleştiği yere göre isimlendirilir.
Ciltte-Verruca vulgaris: Ciltte olan siğillerdir. Ağrısızdır. Cilde yerleşen HPV kanserleşmeye neden olmaz.Çocuklarda bazen kendiliğinden geçebilir, bu nedenle agressif tedaviden kaçınılır. Yine de çoğalma ve büyüme eğilimindeyse tedavi gerektirir.

Warts: Ayak tabanında ve el ayasında olan siğillerdir. Ayak tabanında olduğunda ağrı yapar ve nasırla karıştırılabilir.

Ciltte, elde, ayakta olan siğiller kanserleşmez. Bu bölgelere yerleşen HPV tipleri kanser sebebi değildir.

Ano-genital siğil-Kondiloma Akuminata: Anal bölge, anüsün iç kısmı (anal kanal), bağırsağın son kısmı (rektum), genital organlarda olan siğillerdir. Aynı HPV cinsleri ağız, boğaz ve dudaklarda da siğil yapabilir. Mutlaka tedavi gerektirir. Kadınlarda rahim ağzı kanserinden sorumludur. Bu nedenle tedavi sonrası sıkı takip önerilir. Ayrıca penis kanseri, boğaz-gırtlak kanseri, rektum ve anüs kanserine de sebep olabilir. Bu konuda bazı HPV tipleri yüksek risklidir.

Siğil Tedavisi:

Siğilin tedavisi ayrı bir konu olarak ele alınacaksa da burada da kısaca değinmek isterim.
*İlaç tedavisi: Virüsleri öldüren bazı kremler kullanılabilir. Çoğunlukla cildiye ve kadın hastalıkları uzmanları tercih etmektedir. Milimetrik lezyonlarda kremi uygulama zorluğundan dolayı ve etrafa bulaşan kremler sağlam alanı da yaktığından dolayı genel cerrahi uzmanları arasında bu yöntemi uygulayan pek yoktur.
*Kriyoterapi (dondurma tedavisi): Sprey şekline uygulanmaktadır. Siğilin tedavisinde önemli yer tutar. Burada da milimetrik lezyonlara uygulama zorluğu vardır.
*Asit uygulama: Tedavide başarı oranı oldukça düşüktür. Haftada bir uygulama yapılması gerekir. Çevre sağlam dokulara bulaşması halinde yanıklara sebep olabilir.
*Elektrokoterle yakma: Tek tek lezyonları yakma şansı olduğundan benimsenen bir tedavi yöntemidir.
*Radyofrekansla yakma: Kalem ucu şeklinde bir uçla en küçük (1 mm. dahil) lezyonları yakma şansı vardır. Etrafındaki sağlam dokuya yayılmaz bu nedenle kremler gibi lezyon haricindeki dokulara zarar vermez. Elektrokoter yanığına göre çok daha kolay iyileşir.

*Cerrahi tedavi: Hasta lokal anesteziyi tolere edemiyorsa, geniş ve büyük lezyonlarda tercih edilebilir.

Siğil –kondilom tedavisinde diğer önemli konular:

*Dokuda virüs olduğundan tedavi sonrasında tekrarlama ihtimali vardır. Bu nedenle bir kez tedavi yapıp bırakılmamalıdır. Aylık takiplerle yeni çıkan,aynı yerde nüks eden siğiller tekrar tekrar yakılmalıdır. Her seansta lezyonların tümü yakılmalıdır.
*Anal bölge kondilomlarında anüsün iç kısmı da anoskop yardımıyla yakılmalıdır.
*Kadınlarda genital siğillerde kadı hastalıkları uzmanı görmelidir. Vajinal smeer ve HPV tip tayini önemlidir.
*Eşlerden birinde siğil varsa ve tedavi görüyorsa cinsel ilişkide korunmak gerekir. Diğer eşte yoksa tedavi gerektirmez.