MEME KANSERİ TEDAVİSİ

Meme kanseri tedavisinde tek bir doğru yoktur. Hastadan hastaya, hatta tümörden tümöre tedavi değişebilir.

Multi disipliner dediğimiz bir çalışma içinde ve ekiple birlikte tedavi edilmelidir. Yani genel cerrahi, radyoloji, patoloji, nükleer tıp, tıbbi onkoloji, radyasyon onkojojisi, hatta plastik cerrahi uzmanları birlikte görüş alışverişi yapılarak tedavinin şekli ve sırası planlanır.

Tedavide bir çok branş hekimi ve hasta, hasta yakınları el ele vermelidir. 

Tedavide Göz Önünde Bulundurulan Kriterler Şunlardır.

Hastanın Özellikleri:

*Yaşı: Genç yaşlarda tümör agresif olabileceği ve beklenen ömürün daha fazla olduğu düşülür. Memeyi korumaya  daha fazla gayret edilir. Yaşının avantajıyla memesi korunduğunda ameliyat sonrasında ışın tedavisi ve ilaç tedavilerini  daha kolay alabilir. Tümör büyükse, kitleyi küçültüp memenin tamamının alınmasını engellemek yani  memesinin korunmasını sağlamak amacıyla  kemoterapi (KT), cerrahi tedavinin önüne alınabilir.

*Menapoz ve adet görme durumu: Menapoz sonrası tümörler genellikle daha iyi seyirli özelliklere sahiptir. Çoğunlukla yavaş ilerler. Memenin dokusu yağlı olduğundan, tarama yöntemleriyle kontrol yaşında olduklarından daha erken teşhis edilme oranı fazladır.

*Kadının memesinin yapısı: İri memeli kadında 2 cm. lik tümörde memenin hepsi alınmayıp koruyucu cerrahi uygulanabilirken çok küçük memeli kadında 1 cm. lik tümörde koruyucu cerrahi kötü bir kozmetik sonuç oluşturabilir. Uygulanacak cerrahi yöntemde bu durum göz önünde tutulmalıdır.

*Ek hastalıkları; Kemoterapiyi kaldırmasına veya radyoterapiyi almasına engel olabilecek kalp veya diğer sistemik hastalıkları dikkate alınarak tedavi planlanır. Örneğin sol memesinde kanser olan ve beraberinde kalp hastalığı olan hastada memesinin bir kısmının alınması yerine tamamı alınır. Çünkü memenin bir kısmı bırakıldığında ışın tedavisi gerekecek, ama hasta bunu alamayacaktır.

*Hastanın isteği: Hastanın hastalığından, yapılacak tedavilerden haberi olmalı ve ona göre yapılacak tedaviler planlanmalıdır. Örneğin memesinin tamamının alınmasını isteyen hastaya daha doğru denilerek MKC yapılmamalıdır. Ya da memesinin alınmasını istemeyen hastaya olabilecek imkanlar (öncesi kemoterapi ya da silikon gibi rekonstriktif cerrahi imkanları sunulabilir)

*Ailesel özellikler, gen taşıma özelliği: Hasta BRCA 1 ve BRCA 2 gibi genleri taşıyorsa kalan dokuda da tümör çıkabileceğinden tüm glandüler dokuyu çıkarmak gerekir. Aynı seansta protez konulabilir.

Tümörün Özellikleri:

*Tümörün büyüklüğü; Tümör çapı büyük olduğunda ve sıçramış olması durumunda KT (ilaç tedavisi) öne alınarak tümör küçültülür. Bu durumda hastanın memesinin tamamı alınmayabilir.

*Tümörün metastaz yapıp yapmama durumu; Uzak organlara metastaz varsa önce kemoterapi yapılmalıdır. Kemik metastazında kemiklere radyoterapi ve kemoterapi yapılır. Bu tedaviler bitince tuvalet mastektomi dediğimiz meme alınma ameliyatı (mastektomi) yapılabilir.

*Tümörün alt özellikleri; Agresif olup olmadığı, östrojen-progesteron reseptörlerinin varlığı, hormonal durumu gibi özelliklere göre tedavi planlanır.

Bir çok tedavi yöntemi birlikte ya da arka arkaya uygun sıra belirlenerek uygulanır.

Cerrahi tedavi:

Bazen kanser ve ölüm korkusuyla memesinin alınmasını sözle istese de hiçbir kadın memesinin tamamının alınmasını yürekten istemez. Günümüzde memeyi korumak ya da aynı seansta memeye estetik müdahaleler (rekonstrüktif cerrahi) tercih edilmektedir.

Memenin tamamen alınması (total mastektomi), memenin kısmen alınması (parsiyel mastektomi-meme koruyucu cerrahi-(MKC)), cilt hariç meme dokusunun alınması ve aynı seansta protez (silikon) konulması (subcutan mastektomi ve protez konulması), Memenin geniş bir kısmının alınması ve aynı seansta sırttan doku getirilmesi (flap ameliyatları) gibi memeye yönelik ameliyatlar yapılabilir.

Lenf bezine sıçrayıp sıçramama durumuna göre koltuk altına yapılacak ameliyat şekli  belirlenir. Ameliyat öncesinde ultrasonografi ve mamografi gibi tetkiklerde sıçrama konusunda fikir sahibi olunmalıdır. Hatta imkan varsa ameliyat öncesinde koltuk altındaki şüpheli bezelerden ultrason eşliğinde iğne biyopsisi ile metastaz olup olmadığı tespit edilebilir. Ameliyat öncesinde koltuk altıyla ilgili kesin teşhis yoksa ameliyatta Sentinal Lenf Nodu Biyopsisi (SLNB) dediğimiz yöntem uygulanır. Koltuk altında tümörün ilk ilerleyeceği lenf bezi bazı yöntemlerle (metilen mavisi, radyoaktif maddelerle) tespit edilir. Bu beze çıkarılarak patolojik olarak aynı anda incelenir, sıçradığı tespit edilirse lenf bezleri temizlenir. 10-15 lenf bezi temizlenmesi yeterli sayılır. Buradaki amaç sonrasında alacağı kemoterapiyi ya da radyoterapiyi belirlemektir.

MKC de kanserli kısım, çevrede sağlam doku bırakılacak şekilde alınır, memenin tamamı alınmaz. Koltuk altında lenf bezi sıçraması varsa koltuk altı lenf bezleri alınır. Bazı durumlarda memenin alınması (mastektomi) gerekebilir. İlerlemiş kanserlerde kemoterapi ameliyat öncesi döneme alınarak tümör küçültülür ve memesi korunmaya çalışılır. KT ile koltuk altındaki metastazlı bezelerde de gerileme olabilir. Bu durumda koltuk altına (aksillaya) yapılacak müdahale daraltılabilir. Yeniden işaretleme yöntemiyle (SLNB) yapılarak koltuk altında hala tümörün olup olmadığı tespit edilerek ameliyat planlanmaya çalışılır.

Kemoterapi (KT): 

Hastalığın evresine, hastanın yaşına, tümörün özelliklerine göre yapılır. Tümör büyük ve agressif karakterli olduğunda kemoterapi cerrahi tedavinin önüne geçebilir. (neoadjuvan kemoterapi). İlerlemiş hastalarda önce KT yapılmalı, gerileme olup olmadığına bakılmalıdır. Gerileme varsa araya cerrahi tedavi alınabilir.

KT hastalar açısından zor bir süreçtir. Bulantı, kusma, enfeksiyonlara meyil yani direnç düşüklüğü, ciltte pullanma, yaralanma, halsizlik, kan değerlerinde düşme gibi pek çok yan etkiler vardır. Bu yan etkilerin çok önemli olmasına karşın hastaların en önemsediği yan etki saç dökülmesidir. Ancak unutulmamalıdır ki bu etki geçicidir, sonradan çok gür olarak hastanın saçları çıkacaktır. Öte yandan belki de bu tedavi hayatını kurtaracaktır.

Hormon tedavisi: 

Tümörün östrojen ve progesteron reseptör özelliklerine ve hastanın menapoz durumlarına göre ilaç seçilir.Bu reseptörlerin varlığı durumunda reseptörleri bloke edecek  bazı ilaçlar 5 yıl verilmelidir.

Bu ilaçların pıhtılaşmaya meyili artırması bunun sonucunda bacak damarlarında pıhtı oluşması, kemik erimesi  gibi yan etkileri vardır. Bir kısmında (tamoxifen) rahim içi kanseri (endometrium kanseri) yapabilir. Bu yan etki yani kanserden kurtulmak isterken başka bir kanser olmak, ürkütücü görünmektedir. Fakat rahimin bu tip kanseri çok erken belirti verir ve kolay tedavi edilir. Üstelik kadın hastalıkları uzmanından sık sık kontrol istenerek böyle bir şüphe varsa parça alınabilir. Öte yandan bu ilaçlar meme kanserini tedavi edecek, nüks etmesini önleyecek, belki de hayat kurtaracaktır.

Işın tedavisi:

Memesi korunan hastalarda mutlaka kalan dokuya ve koltukaltına sıçramış hastalarda koltuk altına uygulanır. Memesi alınan yani mastektomili hastaya gerekmeyebilir. Sol memedeki kanserlerde hastada kalp hastalığı varlığı sorgulanmalıdır. Kalp hastalığı varsa radyoterapi alamayacağından MKC yapılması doğru olmaz.

Kemik metastazlarında (kemiğe yayılmada) yayılan bölgeye uygulanabilir.

Ciltte yanmalar, koyulaşma, geride kalan meme dokusunda sertleşme, deformasyon, akciğer dokusunda hasar gibi yan etkiler vardır.

Meme kanserinden ölümler azaltılabilir mi?

EVET. Erken kanserin teşhisi ve tedavisiyle bu mümkündür.  Yani erken teşhis ve uygun  tedaviyle bu  kanser artık öldürmeyen bir kanser türüdür.

Erken teşhis konulan kadınlarda  5 yıl yaşama oranı  % 98 dir.

Meme Kanserli Hastalarda Takip:

Hastanın ilk elden Takibi Tıbbi Onkoloji Uzmanı tarafından yapılır. Hastalığın durumuna, agressifliğine, tümörün yayılma potansiyeline göre takip aralığı ve tetkikler istenir. Aylık, 3 aylık, 6 aylık, yıllık periyotlarla takip edilir. Tabii ki belli aralıklarla genel cerrahi uzmanı, radyasyon onkolojisi uzmanı, tedavilerin yan etkilerinin takibi açısından kadın hastalıkları uzmanı ve kardiyoloji uzmanı takipleri de olmalıdır.

Meme kanseri olan hastada aynı yerde tekrarlama, memenin kalan dokusunda ve diğer memede başka bir kanser çıkabilir. Bu açıdan diğer kadınlara göre risk fazladır. Hastaların bu nedenle belli aralıklarla genel cerrahi uzmanı tarafından izlenmesi gerekir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

WhatsApp Destek
İletişim Bilgileri